MEB: Buca'da ilkokula Esat Oktay Yldran isminin verilmesini tasvip etmiyoruz

Posted by Tobi Tarwater on Saturday, July 6, 2024
26 Aralık 2023

Güncelleme 26 Aralık 2023

Milli Eğitim Bakanlığı, İzmir’in Buca ilçesindeki Belenbaşı İlkokulu’na, 12 Eylül darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi’nde yapılan işkencelerle bilinen subay Esat Oktay Yıldıran’ın isminin verilmesinin tasvip edilmediğini açıkladı. İlkokuldaki isim değişikliği için Buca İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tören düzenlemiş, birçok muhalefet partisi karara tepki göstermişti.

Bakanlığın açıklamasında "İzmir’de bir okula Esat Oktay Yıldıran isminin verildiğine ilişkin haberler üzerine Bakanlığımızca gerekli inceleme yapılmıştır" denildi.

Açıklamada, "Öteden beri toplumun adalet duygusunu inciten ve vicdanını yaralayan hadiselerle birlikte anılan isimlerin caddelerden, okullardan kaldırılması şeklindeki uygulamalar göz önüne alındığında, böyle bir uygulamanın Bakanlığımızca tasvip edilemeyecek bir hata olduğu kolaylıkla anlaşılabilir" ifadeleri de yer aldı.

Bakanlık ayrıca "Hangi dönemde alınmış olursa olsun hafızalarımızdaki derin izlerini koruyan bir dönemin yanlışlarını bugüne taşıma anlamına gelen bu kararı tasvip etmemiz mümkün değildir" dedi.

Bakanlık bu bağlamda “Millî Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği”ne göre ad verme yetkisi olan valiliğe (İzmir Valiliği) gerekli bilginin verildiğini de ekledi.

İzmir’in Buca ilçesinde Belenbaşı Köyü’nde yıkılıp tekrar yapılan Belenbaşı İlkokulu’ndaki isim değişikliği için Buca İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, tören düzenlemişti.

Törene Esat Oktay Yıldıran’ın ailesi, Buca Kaymakamı Mahmut Nedim Tunçer, Konak Kaymakamı Gökhan Görgülüarslan, Buca İlçe Mili Eğitim Müdürü Hüseyin Güneş ve köy halkı ile öğretmen ve öğrenciler katılmıştı.

Buca Kaymakamı Mahmut Nedim Tunçer okulun içindeki anma köşesinin de açılışını yaptı.

Esat Oktay Yıldıran’ın eşi ve ailesi de paylaşılan fotoğrafta yer aldı.

Okulun adının neden değiştirildiğiyle ilgili bir açıklama yapılmadı.

Twitter paylaşımını geçinTwitter içeriğine izin veriyor musunuz?

Bu makalede Twitter içeriği bulunmaktadır. Çerez ve diğer teknolojileri kullanıyor olabilirler, bilgisayarınıza herhangi bir şey yüklenmeden önce sizin rızanızı alırız. İzin vermeden önce çerez politikasını okumak ve gizlilik politikasına göz atmak isteyebilirsiniz. Bu içeriğe ulaşmak için lütfen "kabul et ve devam et" seçeneğine tıklayın.

Kabul et ve devam et Uyarı: BBC üçüncü taraf sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.

Twitter paylaşımının sonu

Karara tepkiler

Esat Oktay Yıldıran'ın 12 Eylül 1980'deki askeri darbenin ardından 1981-83 yılları arasında görev yaptığı ve işkencelerle ün saldığı Diyarbakır E Tipi Cezaevi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2021'de "Adı zulümle, işkenceyle, insanlık dışı muamele ile anılan Diyarbakır Cezaevi'ni kültür merkezi olarak hizmetine sunuyoruz" açıklaması sonrası müze yapılması için Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilmişti.

Anma ve isim değişikliğinin duyulması ile sosyal medyadan tepki mesajları paylaşıldı.

CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, "Hayrola, 60 kişinin işkenceyle öldürülmesinden sorumlu tutulan birini çocuklarımıza kahraman diye mi tanıtıyorsunuz? Darbe karşıtı söylemlerinizin incileri pul pul dökülüyor. Sizin bu yaptığınıza 12 Eylül’le hesaplaşmak değil, kucaklaşmak denir" dedi.

DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da "Bu nasıl bir skandal?İnsanlığa karşı korkunç suçlar işleyen bir işkenceci başının adını okula vermişler. Milli Eğitim Bakanlığı, bu suçtur. Öğrencilerin onun gibi olmasını mı istiyorsunuz?" diye sordu.

DEM Parti Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit de, Yıldıran’ın “işkenceci, katil ve ırkçı” olduğunu savundu ve “Çocuklara rol model diye işkencecileri göstermenize izin vermeyeceğiz!” mesajını paylaştı.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, "Cumhur ittifakı nedir? İşkenceci Esat Oktay Yıldıran’ın isminin bir okula törenle verilmesi, kimsenin biz ne yapıyoruz acaba diye sor(a)mamasıdır" yorumunu yaptı.

DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu da tepki mesajı paylaştı ve “Irkçı bir caninin adını bir okula verme olayı, milyonlarca insanın acılarıyla alay etmektir. İşkencecileri cesaretlendirmek ve geçmişte işlenmiş olan korkunç suçları adeta aklamaya çalışmaktır” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Bülent Kaya da şu yorumu yaptı:

"12 Eylül Darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi'nde İç Güvenlik Komutanı olarak görev yapan işkenceci komutan Esat Oktay’ın isminin İzmir’de bir okula verilmiş olması AKP’nin geldiği hazin sonu ifade eder."

Diyarbakır Cezaevi'nde neler yaşandı?

Esat Oktay Yıldıran’ın yüzbaşı olarak görev yaptığı Diyarbakır Cezaevi, 12 Eylül 1980'de Sıkıyönetim Komutanlığı emrinde Askeri Cezaevi olarak hizmete açıldı.

30'u aşkın tutuklu, 1980-84 yılları arasında, cezaevi yönetiminin kötü uygulamaları, yapılan işkenceler nedeniyle hayatını kaybetti.

Bazı kaynaklar bu sayının 50'yi aştığını öne sürüyor. Cezaevinde gördüğü işkencelerin bıraktığı kalıcı hasarlar nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise bilinmiyor.

Bu cezaevinin yakın dönem Türkiye siyasi tarihine en büyük etkisinin, "Apocular" olarak başlayan hareketin PKK olarak gelişip büyümesi" olduğu yorumları ise sık sık dile getiriliyor.

Esat Oktay Yıldıran’ın, cezaevindeki uygulamaların mimarı olduğu öne sürülüyor.

Ahmet Türk ve Gültan Kışanak, Orhan Miroğlu gibi Kürt siyasetçiler de Yıldıran’ın işkencelerine maruz kalan isimler arasında.

2 dönem AKP milletvekilliği yapan MKYK üyesi Orhan Miroğlu da Diyarbakır Cezaevi'nde 8 yıl hapis yatmıştı.

Miroğlu 2017 yılında Diyarbakır Cezaevini İnceleme Alt Komisyonu toplantısında Diyarbakır Cezaevi'nde yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatarak, "Her katta 10 hücre vardı ve 4 kattan oluşuyordu. Birinci katın birinci hücresi tamamen lağımla doldurulmuştu. Gelen herkes istisnasız o lağımın içerisine sokuldu. Ona da 'banyo' diyorlardı" demişti.

YouTube paylaşımını geçinGoogle YouTube içeriğine izin veriyor musunuz?

Bu makalede Google YouTube içeriği bulunmaktadır. Çerez ve diğer teknolojileri kullanıyor olabilirler, bilgisayarınıza herhangi bir şey yüklenmeden önce sizin rızanızı alırız. İzin vermeden önce çerez politikasını okumak ve gizlilik politikasına göz atmak isteyebilirsiniz. Bu içeriğe ulaşmak için lütfen "kabul et ve devam et" seçeneğine tıklayın.

Kabul et ve devam et Uyarı: BBC üçüncü taraf sitelerin içeriğinden sorumlu değildir. YouTube içerik reklam içerebilir

YouTube paylaşımının sonu

Miroğlu, cezaevinde yüzbaşı rütbesiyle güvenlik amirliği yapan Yıldıran’ın işkenceyi yönettiğini anlatmıştı:

“Yüzbaşı Esat, 'bunlara banyo yaptırın' dedikten sonra bizi oraya soktular. Bu işkence süre olarak yaklaşık 4-5 saat sürdü. Kaçışıyorduk. Koridorun içerisinde feryat figan kaçıyorsunuz ama bir biçimde sizi buluyorlar ve işkence yapıyorlar. Yorulmalarının ardından bitti."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2022 yılında yaptığı konuşmada cezaevinin zulümlere konu olduğunu söylemiş ve “hafıza” merkezi olarak görev yapacağını kaydetmişti. Müzenin 3 Eylül 2024'de açılması hedefleniyordu.

12 Eylül 1980 askeri darbesi nedeniyle Diyarbakır Cezaevi'nde işkence ve kötü muamelelere maruz kalan yaklaşık 1600 darbe mağduru, dönemin sorumlularının yargılanması için çeşitli tarihlerde Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Başsavcılık, suç duyuruları hakkında takipsizlik kararı verdi.

Esat Oktay Yıldıran, 22 Ekim 1988’de İstanbul Ümraniye’de, eşi ve 2 çocuğu ile birlikte bindiği halk otobüsünde uğradığı saldırıda öldürülmüş, saldırıyı PKK üstlenmişti.

ncG1vNJzZmivp6x7o67CZ5qopV%2BpwrO3wp5mmqqknrCtsdJomm2mqaCxdMXVpbGo